- Abdomen : karın,batın.
- Abortus : çocuk düşürme,düşük.
- Absans : kısa süreli şuur kaybı.
- Abse : çevre dokulardan kese tarzında doku ile sınırlı içerisi cerahat ile dolu oluşum.
- Absorbsiyon : emilme, örn.sindirim, gıdaların barsaklarda absorbsiyonudur denilebilir.
- Adrenalin : böbreküstü bezlerinin iç kısımları tarafından salgılanan bir hormondur. tabiatta bu hormonun görevi, organizmayı acil harekete hazırlamaktır ve etkisini, nabzın atışı, kanın iç organlar ve deriden kaslara sevk edilmesi, karaciğerdeki glikojenin glikoza değişmesi ve böylelikle acil bir enerji kaynağı sağlanması şeklinde gösterir.
- Afaki : gözde, lensin olmaması.
- Afazi : beyindeki ilgili alanların tahribi sonucu, konuşma veya konuşulanı anlama yeteneğinin kaybı. disfazi, aynı durumun daha hafif bir formudur.
- Afrodizyak : cinsi arzuyu artırıcı maddeler, ilaçlara verilen isim.
- Afoni : ses kaybı. kısmi veya tam olabilir. afoni sebepleri, genellikle konuşma kaslarını kontrol eden sinirlerin hastalığı veya zedelenmesi, boğaz, gırtlak hastalıkları veya nörozdur. histerik afoninin nedeni, şuuraltı, hiç konuşamamak veya özel bir durumda konuşmamamk arzusudur.
- Aglütinasyon : sıvı bir süspansiyonda, ufak cisimciklerin bir araya gelip birbirlerine yapışmasıdır.
- Agorafobi : geniş, açık bir sahada yalnız kalınca hissedilen, kontrol edilemeyen bir korkudur.
- Ajitasyon : kişinin etrafa saldırganlığı, aşırı aktivitesi ile karakterize durum.
- Ajite : rahatsız, huzursuz, taşkınlık yapan.
- Akondroplazi : tedavisi olmayan, sebebi bilinmeyen kalıtsal bir cücelik tipidir. gövde normal büyüklüte olup, kol ve bacaklar anormal derecede kısa ve baş normalden büyüktür.
- Akkomodasyon : gözün optik sisteminin çeşitli uzaklıklara uyum yaparak net görmenin sağlanması.
- Akustik Sinir : işitme siniri.
- Ambliyopi : gözde belirli bir bozukluk olmaksızın oluşan görme tembelliği.
- Amnezi : hafızanın kısmen veya tamamen kaybolması.
- Analjezik : ağrı kesici.
- Anemi : kısaca, halk arasında kansızlık olarak bilinen anemi, alyuvarların sayı olarak az olması ve alyuvarların içerisinde bulunan hemoglobin adı verilen maddenin miktarının azlığıdır.
- Anemik : kan değerleri düşük olan, yani kan sayımında eritrosit sayıları ve hemoglobin miktarı düşük olan kişi.
- Anerji : özel bir antijene cevap verilmemesi hali. organizmanın savunma yeteneğinin kaybolması.
- Anestezi : doktorlar, ameliyat sırasında ağrı duymaması için, ameliyattan önce hastaya bir iğne yapar ya da solunum yoluyla bir gaz verirler. hastanın bilincini yitirerek uykuya geçmesine narkoz, böylece vücudundaki ağrıları duyamayacak duruma gelmesine anestezi, bu duyu yitimine yol açan maddelere de anestezik denir.
- Angina Pektoris : kalp adelesinin oksijen gereksinimi ile kalp adelesine gelen oksijen miktarı arasındaki normalde olması gereken denge bozulduğu zaman, yani kalp adelesine yetersiz o2 geldiği zaman oluşan miyokart iskemisi, angina pektoris diye isimlendirilen göğüs ağrısı meydana getirir.
- Anksiete : iç sıkıntısı, iç daralması.
- Anosmi : koku alamama, nezle grip gibi enfeksiyonlarda olabildiği gibi koku siniri ile ilgili beyin bölgesindeki patolojilerde de görülebilir.
- Anoreksi : anorexia nervosa, özellikle genç kadınlarda görülebilen, yemek yememek, çok az uyumak, buna rağmen çok aktif olmakla beliren psikolojik bir bozukluktur. bu durum genellikle kişinin çok şişmanladığı kanısı ile mübalağalı bir şekilde rejim uygulaması ile başlar, önceleri kontrol edilebilen iştah bir süre sonra hakikaten yok olur ve zayıflama normal ölçüleri aşar.
- Ansefalit : beyin iltihabı.
- Antienflamatuar : iltihabi reaksiyonu önleyen madde, ilaç…
- Antiseptiklerin Tarihi : insanlar, “mikrop kuramının” bulunmasından yüzyıllarca önce neden ve nasıl etki yaptığını bilmeksizin antiseptikleri kullanıyorlardı. örneğin çiğ etin bol tuz ve baharatla yoğrularak sucuk biçiminde saklanması, sebzelerin yoğun bir tuz ve limon ya da sirke çözeltisi içinde bekletilerek turşu yapılması, bakterileri büyük ölçüde yok ederek bu besinlerin bozulmasını önlüyordu. bugünkü antiseptikler ise louis pasteur’ün değerli çalışmalarının ürünüdür.
- Antispazmodik : spazm çözücü, daha çok iç organlardaki düz kasların kasılmalarını çözen ilaç grubuna verilen isim.
- Antistatik : statik elektrik birikimini önleyen madde.
- Antitoksik : toksin giderici.
- Antitüssif : öksürük giderici.
- Antiviral : virüslara etkili, virusların zararlı etkilerini önleyen.
- Anüler : halka şeklinde.
- Anüri : idrar çıkaramama.
- Anüs : makat, sindirim kanalının bitiş kısmı.
- Aort Kapağı : sol ventrikülden tek yönlü kan akımına imkan sağlayan, aort ile sol ventrikülü birbirinden ayıran oluşumdur. aort kapağı darlıkları çocukluk yaşlarda doğumsal, genç ve erişkin çağda romatizmal, ileri yaşlarda da kalsifik-degeneratif tip daha sık görülür.
- Aorta : kalpten çıkan, vücudun en büyük damarı, kalpten çıktıktan sonraki kavisli bölümüne arcus aorta, göğüs kafesi içersinde seyreden kısmına torasik aorta ve karın içersinde seyreden bölümüne de abdominal aorta denir.
- Aortik Anevrizma : aort damarının her hangi bir bölümünde görülen genişleme.
- Apandisit : kör barsak (apendiks) iltihabı.
- Apati : çevre ile anormal derecede ilgisizlik, duygusuzluk, kayıtsızlık.
- Apeks : uç, tepe, zirve.
- Apirojen : ateş yükselmesine neden olan herhangi bir madde taşımayan.
- Apne : solunumun geçici bir zaman içinde durması.
- Apopleksi : felç, inme.
- Araknoit : beynin üzerinin örten ince zar.
- Asetabulum : uyluk kemiğinin başının, kalça kemiği ile eklem yaptığı çukurluk
- Asetilsalisilik Asit : yaygın olarak kullanılan ve bilinen aspirinin kimyasal adı.
- Asidoz : organizmanın asit baz dengesinde asit istikametinde bozulma sonucu ortaya çıkan entoksikasyon tablosu.
- Aso : “antistreptolizin o” için kullanılan kısaltma. streptolizin, “hemolitik streptokok” adı verilen bakterilerin salgıladığı toksinin adıdır. bu toksinin varlığını tespit için yapılan tetkike de kısaca aso adı verilir. aso, romatizma gibi bazı hemolitik streptokok enfeksiyonlarında yükselir bu açıdan teşhis te aso değerleri önem taşır.
- Aşil Tendonu : baldır arka kısmındaki kas grubunun, topuk kemiğine birleşmesini ve ayağın aşağı yukarı hareketini sağlayan yapı(kiriş).